top of page

Rollo May Freedom and Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) Sorumluluk 5.3

Rollo May'in Freedom ve Destiny (Özgürlük ve Verili Yaşam Örüntüsü) kitabının Özgürlüğün Krizi adlı ilk başlığının 5. alt başlığına geldik. Başlığın adı İnsanın Kaderi Üzerine. İlk yazıda determinizm ile Yaşamın Verili Örüntüsü arasındaki ilişkiyi gördük. İkinci alt başlıkta Verili Yaşam Örüntüsü Nedir sorusunu cevapladığı yazıyı ele aldım. Şimdi bu üçüncü ve son başlıkta sorumluluk konusunu ele aldığını görüyoruz.


5. İnsanın Kaderi Üzerine

c. Verili Yaşam Örüntüsü (Kader) ve Sorumluluk

c. Verili Yaşam Örüntüsü ve Sorumluluk

sayfa 125 - 130

Yorumum

Bu alt başlıktan alıntı yapmak istemiyorum; doğrudan kendi yorumumu paylaşacağım. Öncelikle Rollo May’in verili yaşam örüntüsü ile sorumluluk arasındaki ilişkiyi açıklama biçimini hiç sevmedim. Anlatmak istediği şeyi aktarmak için kullandığı mitolojik örnekleri gereksiz ve oldukça kafa karıştırıcı buldum.

İçeriğe gelecek olursam meseleyi şöyle görüyorum: Madem verili yaşamdan söz ediyoruz, madem değiştiremeyeceğimiz zorunluluklardan ve belirlenmiş olandan bahsediyoruz, o hâlde yaptıklarımızdan nasıl sorumlu tutulabiliriz?

Aslında bunu daha önce de tartıştık. İnsan, ne yaşadığını tüm boyutlarıyla kavramalı. Hayatımızı çevreleyen ağı görebilmeliyiz. Bugün, burada, tam da bunları neden yaşamak zorunda kaldığımızı fark edebilmeliyiz. İçine doğduğumuz dünyayı olduğu gibi algıladığımızda, yaşadıklarımızı daha nesnel bir biçimde değerlendirebiliriz. Başımıza gelen iyi ve kötü her şeyin ardındaki nedenleri keşfedersek, bundan sonrasını nasıl yaşayacağımıza dair daha bilinçli seçimler yapabiliriz. İşte bu, hayatımızın sorumluluğunu almak demektir.

Sorumlu olmak özgür olmak demektir. Eğer benim hayatımdan başkası sorumluysa, o zaman benim varlığımdan nasıl söz edebiliriz? Evet, başıma gelenleri ben seçmedim; evet, bugün böyle olmamın nedeni ben değilim. Ama bundan sonrası için sorumlu ben olacağım. Bu, “kanunları bilmiyor olmak suç işleme özgürlüğü vermez” sözünü andırıyor. Bir eylemin suç olduğunu bilmemek seni sorumluluktan muaf kılmaz. Hayatta da durum aynıdır: Yaptıkların, seçimlerin, kararların ve hataların senden sorulur.

“Ben böyle yaptım çünkü geçmişte şunu yaşadım” demek insanı sorumsuz kılmaz. Yetişkin olmakla çocuk olmak arasındaki fark da tam olarak burada ortaya çıkar. Geçmişte ne kadar büyük ya da küçük travmalar yaşamış olursan ol, bugünkü davranışlarından yine de sen sorumlusun. Çünkü yaptıklarının sonuçları hem seni hem de başkalarını etkiliyor. Verdiğin yanlış kararların, yaptığın hataların arkasında sen varsın. Kimse senin çocukken sevilmemiş olmanı umursamaz; çünkü insanlar seninle muhatap oluyor, geçmişteki sevilmemiş çocukla değil. Bu yüzden seçimlerinin sorumluluğunu üstlenmek zorundasın.

“İki panelli çizim: Sol panelde tartışan ebeveynlerin gölgesinde üzgün bir çocuk; sağ panelde aynı kişinin yetişkin hâli bir yol ayrımında durarak geleceği için seçim yapıyor.”

Bu iki panelli illüstrasyon, olumsuz bir çocukluk deneyimi ile yetişkinlikte alınması gereken yaşam sorumluluğu arasındaki bağı anlatıyor. Sol panelde, arka planda anne ve babanın tartışan silüetlerinin gölgesinde çökmüş şekilde oturan üzgün bir çocuk görülüyor; bu sahne güvensizlik, ihmal ve travmatik erken çevreyi simgeliyor. Sağ panelde ise aynı kişinin yetişkin hâli, bir yol ayrımında duruyor. Bir yol şehir silüetine doğru karanlık ve belirsiz bir geleceği; diğer yol ise güneşli bir ev manzarasına doğru daha umut verici bir yaşamı sembolize ediyor. Yetişkin figür, geçmişin yüküne rağmen kendi yönünü seçme sorumluluğu ile baş başa bırakılıyor.

İnsanın İçine Doğduğu ve Değiştiremeyeceği Temel Parametreler

Aşağıda yazdığım — daha doğrusu şimdiye kadar kaleme aldığım tüm yazıları yapay zekâya yükledikten sonra — “değiştirebildiğimiz ve değiştiremediğimiz şeyleri” somutlaştırmak için aldığım bir metni paylaşıyorum. Bu listeyi önceki yazıda ele almıştım; ancak o metin çok uzun olduğu için buradan çıkarıp bağımsız bir başlık hâline getirmeyi uygun gördüm. Çünkü kader meselesini derli toplu biçimde açıklayan bu sınıflandırmanın, ayrı bir bölüm olarak sunulmasında sakınca görmüyorum.

Sürekli “değiştiremeyeceğimiz, bize verili olan, belirlenmiş bir yaşam örüntüsünden” söz ediyoruz. Peki bu tam olarak neyi ifade ediyor? Gerçekte nasıl bir dünyaya doğuyoruz? Hangi unsurlar gerçekten değiştirilemez, hangilerinin üzerinde ise çok az etki sahibiyiz? Bu soruları netleştirmek için yapay zekâdan yardım aldım; kendisine verili yaşam örüntüsünden ne anladığımı açıkladım ve somut bir liste hazırlamasını istedim. Ortaya sekiz ana başlık altında toplanmış, toplam 34 parametrelik kapsamlı bir sınıflandırma çıktı.

1) Biyolojik ve Fiziksel Koşullar (Çekirdek Katman)

  • Genetik yapı (zeka potansiyeli, duygusal duyarlılık, hormonal düzen, metabolizma, nörolojik kapasite)

  • Doğuştan gelen sağlık / engellilik

  • Doğum öncesi biyokimyasal ortam

  • Doğum travmaları

Bu katman yaşamın mümkün olan hareket alanını belirliyor.

2) Mizaç (Temperament)

  • Duygusal tepkisellik

  • Yakınlık / mesafe ihtiyacı

  • Risk alma eğilimi

  • Uyaran hassasiyeti

Bu katman dünyayı nasıl deneyimleyeceğimizi belirliyor.

3) Ailenin Psikolojik ve Sosyoekonomik Yapısı (İlk Çevre)

  • Ebeveynlerin ruh sağlığı

  • Sevgi / şefkat kapasitesi

  • Ekonomik ve kültürel sermaye

  • Ebeveyn ilişkisi

  • Ev içi şiddet / ihmal

Bu katman “Ben değerliyim/değilim” inancını belirliyor.

4) Erken Bağlanma ve Duygusal Hafıza

  • Bağlanma türü (güvenli, kaygılı, kaçıngan, dağınık)

  • Utanç ve değersizlik çekirdek anıları

  • “Sevilir miyim?” inancı

Bu katman Yetişkin ilişkilerinin örüntüsünü belirliyor.

5) Toplumsal, Tarihsel ve Kültürel Bağlam

  • Doğduğun ülke

  • Ekonomik sistem

  • Siyasi rejim

  • Ahlak ve normlar

  • Dinî ve ideolojik iklim

Bu katman “Nasıl bir hayat yaşanabilir?” sınırlarını çiziyor.

6) Kurumlar ve Yapısal Dünyalar

  • Aile

  • Eğitim sistemi

  • Devlet

  • Sağlık sistemi

  • Ekonomik kurumlar

Bu katman “Oyunun kurallarını” belirliyor.

7) Soy ve Kuşaklararası Aktarım

  • Ataların savaş, kıtlık, göç deneyimleri

  • Epigenetik izler

  • Aile mitleri

Bu katman “Nereden geliyoruz?” sorusunun bilinçdışı cevabını taşıyor.

8) Türün Evrimsel Mirası (İnsan Yazılımı)

  • Hayatta kalma içgüdüsü

  • Üreme stratejileri

  • Topluluk içinde yaşama zorunluluğu

  • Korku, utanç, kıskançlık, statü güdüsü

Burada yazılı olan parametre insan olmanın işletim sistemi.

Değişmez Olanlar ve Değiştirilebilir Olanlar

Bu sekiz katmanın bazıları tamamen değiştirilemez. Evrimsel ve tarihsel gerçekler vardır: Milyonlarca yıllık biyolojik mirasımız, kişisel seçimlerle değişmez. Doğduğumuz ülkeyi, aileyi, genetik yapıyı, kültürü, ekonomik koşulları keyfimize göre yeniden düzenleyemeyiz.

Ama hepsi böyle değildir.

  • Geçmiş ilişkilerimizi yeniden anlamlandırabiliriz.

  • Yanlış bağlanma örüntülerini değiştirebiliriz.

  • Kendimiz hakkındaki algımızı dönüştürebiliriz.

  • Duygularımızı, alışkanlıklarımızı düzenleyebiliriz.

  • Ailemizi değiştiremeyiz ama onlara bakışımızı değiştirebiliriz.

  • Kök ailemizin eksik bıraktığı yerleri yetişkinlikte tamamlayabiliriz.

  • İçine doğduğumuz kültürü değiştiremesek bile ondan ayrışabiliriz.

Çünkü unutmayalım: Bizler ne kadar bu dünyaya mahkûmsak, ebeveynlerimiz de kendi dünyalarına mahkûmdu. Onlar da kendi zamanlarının ürünleriydi.

Makro düzeye geldiğimizde iş zorlaşır. Siyaseti, ekonomiyi, kültürü, sınıf yapısını değiştiremeyiz. Bunlara yalnızca uyum sağlayabiliriz. İnsan kendisine verilmiş olanı değiştiremez; fakat verileni nasıl taşıyacağını seçebilir.

Sekiz kareden oluşan illüstrasyon: DNA (biyoloji), kalp ritmi (mizaç), aile sembolü (ilk çevre), iki nokta bağlantısı (bağlanma), dünya küresi (toplum–kültür), kurum ikonları (devlet–eğitim), kökleri olan ağaç (kuşaklararası aktarım) ve mağara çizimleriyle avcı figürü (evrimsel miras).
Sekiz kareden oluşan illüstrasyon: DNA (biyoloji), kalp ritmi (mizaç), aile sembolü (ilk çevre), iki nokta bağlantısı (bağlanma), dünya küresi (toplum–kültür), kurum ikonları (devlet–eğitim), kökleri olan ağaç (kuşaklararası aktarım) ve mağara çizimleriyle avcı figürü (evrimsel miras).

Bu illüstrasyon, insan yaşamının belirlenmiş ve değiştirilemeyen temel koşullarını anlatmak için tasarlanmış sekiz bölmeli bir yapıdan oluşuyor. Her kare, iç içe geçmiş yaşam katmanlarından birini temsil eden özgün bir sembol içeriyor: DNA sarmalları biyolojik koşulları; kalp ritmi çizgisi mizacı; ev ve aile figürleri ilk çevreyi; iki nokta arasındaki bağ çizgisi bağlanmayı; dünya küresi toplum ve kültürü; kitap–adliye–devlet simgeleri kurumları; kökleri genişleyen bir ağaç kuşaklararası aktarımı; mağara sembolleri ve ilkel avcı figürü ise evrimsel mirası temsil ediyor. Görsel, insanın içine doğduğu çok katmanlı yapıyı ve özgürlüğün bu katmanlarla kurulan ilişkide ortaya çıktığını vurguluyor.


Yorumlar


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2020, Okunduğu Gibi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page